2022 Yılının Akılda Kalan Şarapları: Bölüm 2 (Asil Olmayan Üzümler ve “Diğer” Jamet)

Asil Olmayan Üzümler

Damiano Ciolli, Silene, Olevano Romano, Lazio, Italya, 2018

Roma seyahatinizde gittiğiniz bir trattoria’da açık şaraplardan (house wine) ısmarladıysanız, büyük ihtimalle Cesanese üzümünden yapılmış bir şarap içtiniz. İçtiğiniz şarabın aklınızda kalmaması anlaşılabilir çünkü geçmiş Roma ziyaretlerimde ben de heyecan verici bir Cesanese içmedim. 

Cesanese, İtalya’nın başkenti Roma’nın dahil olduğu Lazio bölgesinin kırmızı yerel üzümlerinden biri. Lazio’nun bağlarına yıllarca başka bölgelerle özdeşleşen yerel ve uluslarası üzümler ekilmiş: Toskana’nın Sangiovese’si, Abruzzo’nun Montepulciano’su, Campania’nın Aglianico’su ve Fransa’nın Cabernet Sauvignon ve Merlot’ları, Roma’nın etrafindaki tepeleri sarmış.

Bu dünyanın birçok bölgesinde sık denk geldiğimiz bir hikaye aslında. 1980’lerden 2000’lerin başına kadar dünyanın her yerinde bir çok üretici, kendi yerel üzümlerinin yeteri kadar “asil” olmadığını düşünüp onların yerine Cabernet Sauvignon, Merlot gibi üzümleri ekip şişelediler. Ortaya çıkan şaraplar ise orijinallerinin kötü taklidi olmaktan öteye geçemediler. Pek kusurları olmasa da şahsiyetsiz, jenerik, birer alkollü içecekten ibarettiler. 

Damiano Ciolli, Roma’nın bir saat doğusunda bulunan Olevano Romano komününde yaşayan çiftçi bir ailenin oğlu. Ciolli ailesi, yıllar boyu kırsal kesimde yaşayan birçok İtalyan aile gibi kendileri için şarap yapıp geri kalan üzümleri de komünün şimdilerde iflas etmiş kooperatifine satmışlar.

Damiano, 90’ların sonunda mahalleden arkadaşı Mauro Mattei sayesinde iyi şaraplarla tanışıyor. Mattei, Piemonte bölgesinden bulunan Michelin 3 yıldızlı Piazza Duomo restoranının sömelyesi. İkisi beraber, Montalcino, Piemonte, Burgonya gibi dünyanın belli başlı bölgelerini ziyaret edip harika şaraplar içiyorlar. 2001 yılında babası bağları ona teslim edip hayallerini şişelemesi için bir fırsat veriyor. Etrafındaki herkes Damiano'nun deli olduğunu düşünüyor. Cesanese içmeyi sevdiği, onun yapmayı hayal ettiği şaraplar gibi—asil—bir şarap değil diyerek!

Damiano Ciolli’nin şarapları, Cesanese’nin en iyi alt varyetesi olarak gösterilen Cesanese Affile’den (diğeri Cesane Comune). Damiano, ilk senelerde, şaraplarını Roma’nın sokak pazarlarında satarken, daha sonra yollara düşüp Kuzey İtalya, Avrupa ve Amerika’ya şaraplarını satmaya başlamış. Şimdilerde,  Olevano Romano’da onun izinden gelip şarap üreten 15’e yakın üretici var.

Ben Ciolli’nin Silene (2018) adlı şarabını ilk olarak Nisan ayında içtim. Kırmızı meyve aromalarının yoğun olduğu, kızılcık gibi asiditesi yüksek, baharatlı, topraksı, zarif ve özellikle çok canlı yapısıyla beni çok etkiledi. Senenin sonuna doğru, Silene’nin 2020 yılını New York’ta bir lokantada içtim. İlk izlenimim daha da pekişti. Özellikle de, yemeklerle uyumuna bayıldım.

Şarap, sakatatların oldukça fazla kullanıldığı Roma mutfağı için biçilmiş kaftan. Roma usulü işkembe (trippa alla romana), porchetta, uzun pişmiş kuyruk sokumu (coda alla vaccinara), uykuluk, amatriciana soslu tabakların ağırlığını dengelemek için alkolü yüksek olmayan, canlı, “fresh” şaraplara ihtiyaç var. Bu birliktelik bana, ağır, ve zengin, Lyon mutfağının Beaujolais ile ilişkisini anımsatıyor. 

Ben Ciolli’nin Cesanese’sinin kebap ve içinde nar eksisi olan tabaklarla da harika olacağını düşünüyorum. Mesela kuyruk yağlı ve nar ekşili terletilmiş soğan ve sarımsaklı başlangıçlar ve devamında uykuluk ve Adana kebabı ile. 

Not: Bu şarabı içtikten kısa bir zaman sonra Roberto Camuto'nun "South of Somewhere" kitabında Damiano Ciolli'ye tekrar rastladım.  Camuto kitabında, Güney İtalya’nın insanlarını, bölgenin güzellik ve çirkinlerini şarap üzerinden çok detaylı ve güzel hikayelerle anlatmış. "South of Somewhere, 2022 yılında en keyif alarak okuduğum şarap, yemek ve kültür kitabı idi.


“Diğer” Jamet

Jean-Luc Jamet 'Valine', IGP Collines Rhodaniennes, Kuzey Rhone, Fransa, 2017

Syrah üzümünden Türkiye’de dahil olmak üzere dünyanın birçok yerinde şarap yapılsa da, benim damak zevkime en uygun olanları Fransa’nın Kuzey Rhone bölgesinde yapılıyor. 

Bölgede, Hermitage, Cornas, Cote-Rotie, St-Joseph ve Crozes Hermitage apellasyonları altında hem zarif hem de kuvvetli kırmızı şaraplar yapılıyor. Bu apelasyonlar arasında birçokları için iki tanesi öne çıkıyor. Güçlü ve uzun ömürlü Hermitage,  zarif ve daha aromatik Cote-Rotie. 

Amerikalı şarap ithalatçısı Kermit Lynch, “Adventures on the Wine Route” adlı kitabında bölgenin iki büyüğü Cote-Rotie ve Hermitage apelasyonları arasındaki farkı Nietzche’nin Antik Yunan trajedyalarında karşılaştığı iki tanrı olan Apollon ve Dionysos’tan örnekler kullanarak şöyle anlatıyor:

Apollon: Dengeli, kuvvetli ve Hermitage şarabındaki gibi resmi ve mimari bir güzelliğe sahip

Dionysos: Akıldan daha çok içgüdüsel, tutkulu ve Cote Rotie gibi vahşi bir güzelliğe sahip 

Benim bu iki apelasyondan bir tanesini seçme şansım olsa hakkımı Cote-Rotie için kullanırdım.

Cote-Rotie, yapısal ve dokusal olarak belki de Burgonya’ya en benzer özellikleri taşıyan bölge. Bu benzerliği, haritadan ipucu alarak ta anlamak mümkün. Kuzey Rhone apelasyonları arasında en kuzeyde bulunan Cote-Rotie’nin merkezi Ampuis, Burgonya bölgesinde bulunan Meursault’a, Güney Rhone’un bir diğer şarap merkezi Chateauneuf-du-Pape kadar yakin. 

Cote-Rotie apelasyonu altinda değişik stillerde şaraplar yapılsa da, benim hoşuma giden şarapların ortak özellikleri şunlar:

Güçlü ama alkolü yüksek değil, kırmızı orman ve menekşe gibi aromaları ile çok zengin, tatlı değil tuzlu, adeta salamura zeytin ve isli et lezzetlerini barındıran bir kompleksiteye sahip olmaları. Bu şarapların zirveye çıkmaları yaklaşık 15-20 seneyi buluyor ve iyi örnekleri maalesef pahalı. 

Cote-Rotie deyince benim aklıma ilk gelen üretici Domaine Jamet. İki kardeş, Jean-Paul and Jean-Luc, babalarından kalan şaraphaneyi çeyrek asır boyunca beraber idare ettikten sonra 2013 yılında bağları eşit şekilde bölüşüp yolları ayırdılar. Jean-Paul, Domaine Jamet altında şarap yapmayı sürdürürken, Jean-Luc, eski şaraphanelerinin hemen yanında kendi adını taşıyan yeni bir şaraphane kurdu. 

Jean-Luc, Cote Rôtie (ve Cote du Rhone) haricinde Syrah üzümünden bir şarap daha yapıyor.  Valine. Şaraphanenin hemen yanıbaşındaki, apelasyon dışındaki bağlardan geliyor üzümler. Fiyat çok uygun. Eylül ayında içtiğim 2017 Valine, Kuzey Rhone Syrah’ın “textbook” denecek kadar iyi bir örneği. İçtikten sonra biliyorsunuz ki bu şarabın Kuzey Rhone’dan başka bir yerden gelmesine olanak yok. Vahşi ve zarif, ipeksi tanenli, tuzlu ve bu seviyedeki örneklerinin çok üzerinde bir derinliğe sahip.

Ne kadar şanslıyız ki bir değil iki tane çok iyi şarap üreten Jamet var artık!