Tam Olarak Neyi Kutluyoruz?

Her sene “The World’s 50 Best Restaurants” (Dünyanın En İyi 50 Restoranı) isimli listeye girenler ilan edilirken “dörtnala gelip Uzak Asya'da Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket”te de bir bayram havası esiyor. Sosyal medyada hummalı bir tebrik yarışı başlıyor. Sebebi ise neredeyse her sene listede kendine yer bulan Mikla*. Listeyi biraz bilenler ise kendilerine cevabını bildikleri şu soruyu soruyor: Biz tam olarak neyi kutluyoruz?

Hemen sadede geleyim: Bence popüler gastronomik derecelendirme sistemleri arasında en sorunlu olanı Dünyanın En İyi 50 Restoranı listesi. Hatta buna bir gastronomik derecelendirme sistemi demek iltifat etmeye eşdeğer. Listenin nasıl oluşturulduğunu biraz sorgulayınca aslen bir PR girişimi olduğunu görüyoruz. Bunun nedenlerini iki ayrı yazıda detayları ile kaleme almıştık (tıklayınız).**

Sistemin nasıl işlediğini kısaca ve basitçe burada da izah edeyim. Sistem, akademi üyesi denilen sınırlı sayıda kişi etrafında oluşturulmuş. Akademi üyeleri ülkelere göre listenin oylamalarını yürütmekten sorumlular. Akademi üyelerinin olduğu ülkelerde oy verecek kişiler belirleniyor ve bunlardan her sene ziyaret ettikleri (ya da etmedikleri) restoranlardan 10 tanesini seçmeleri isteniyor. Peki sorun tam olarak nerede başlıyor? Yurtdışındaki PR şirketleri, temsilcileri etrafında dönen belirli bir yemek network’ü var. Bunların birçoğu Dünyanın En İyi 50 Restoranı listesi ile simbiyotik bir ilişki içerisine girmiş durumdalar. Oy verenler hep belirli restoranlarda misafir ediliyor. Oy verenlerle oylananlar arasında arkadaşlıklar, iş ortaklıkları, aynı yatırım grubuna ait olmalar vs. gırla gidiyor. Birçok restoran ziyareti PR şirketleri tarafından organize ediliyor. Lafı dolandırmadan izah etmek gerekirse, seçimler doğrudan ve dolaylı olarak büyük bir oranda oylamayı yönetenler tarafından şekillendiriliyor.

Listeye ait bu evrensel sorunu anladıktan sonra Türkiye özelinde çok daha büyük bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Türkiye’yi de içine alan ülkeler grubundan sorumlu olan akademi üyesi Cemre Narin ile Mikla’nın sahibi olan Mehmet Gürs birçok ticari ve kültürel girişimde işbirliği yapıyorlar. Bu ortaklıklardan sonuncusu da yakında piyasaya çıkacak olan Prototip adlı rakı. Bu noktada her restoran derecelendirme sisteminin sahip olması gereken temel bir unsurun eksikliğini görüyoruz: Tarafsızlık. Seçenle seçilenin birbirinden bağımsız olması mümkün olmuyor.

Ve yine baştaki soruyu tekrar edeyim: Biz tam olarak neyi kutluyoruz?

Gastronomiyle iştigal edenlerin sor(a)madığı bir soru bu. Sormak bir yana, listenin açıklandığı vakitlerde sosyal medya persona’ları üzerinden tebrik yarışına giriliyor. Bunların bir kısmı samimi değil. Hedefledikleri yere gelmek için üstlendikleri role uygun hareket etmeleri gerektiğini biliyorlar. Ne etliye ne sütlüye karışırım diyorlar. Gerçek düşünceleri sadece küçük dost meclislerinde duyuluyor. Nihayetinde ekmek aslanın ağzında. Sektör birçok kişi için acımasız. Doğrudan sonuçlarını maddi olarak hissedenler için sesini çıkartmak kolay değil. Bu anlaşılır bir şey.

Bir kısım ise meseleye ‘ulusal çıkarlar’ perspektifinden bakıyor. Yurtdışında ülkenin adını tanıtmak kafi. Bunu başarmak için her şey mübah. Ulusal çıkarlara odaklanan ve bunun için önemli prensipleri göz ardı eden bu ‘parochializm’e, gastronomi olsun olmasın ülkedeki birçok alanda denk gelmek mümkün. Ama bu adı üstünde, o kadar dar görüşlü bir yaklaşım ki.

Görünürde ülkenin başarısını kutlarken, ülke hakkında eleştirdiğimiz birçok şeyi tekrar ediyoruz. Tüm restoranlara adil, tarafsız, bağımsız platformlar sunmamız gerekirken, hem bunları ellerinden alıyoruz hem de onları bir illüzyona mahkûm ediyoruz. İnandırıyoruz, ama vaat edilenleri hiç vermiyoruz. İnanıyoruz, külte dönüştürüyoruz. Alkışlıyoruz ama bir noktada neden alkışladığımızı bile hatırlamıyoruz.

Her sene ülkede bir bayram havası esiyor. Dünya çapında bir listede ülke olarak temsil edilmemizi kutlarken kaybolup gidenlerin farkında bile olmuyoruz.


* Liste büyük bir medya şirketi tarafından satın alınıp daha profesyonel hale getirildikten sonra listede neredeyse sürekli olarak yer bulan bir restoranımız.

** Yazıların üzerinden belli bir zaman geçtiğinden bazı açılardan güncelliğini yitirmiş olabilir. Ancak temel eleştirilerin halen geçerli olduğunu söyleyebilirim.

Besim HATINOGLUComment